UZUN HİKAYE
Ben
o zamanlar ol altı yaşındaydım, lise birde. İnce uzun bir oğlan. Saçlarım kirpi
gibi dik duruyor; ne yana, ne geriye taranmıyor, beni deli ediyordu.
Babam
“İnatsın inat…İnatçı adamın saçı yatmaz. Dedene çekmişsin besbelli. Keşke
annene benzeseydin.” Diyordu.
Keşke…
Annemim
lepiska gibi yumuşacık, sarı saçları vardı. En çok o mavi gözlerini gözlüyorum.
“Benim oğlum okuyacak, yüksek memur olarak” der, sonra da göz ucuyla babama
bakardı. Sanki anlaşmışlar gibi babam da ona bakar, dudaklarında muzip bir
gülümseme :
“Hıh…Biz
okuduk, bir şey olduk sanki” diye omuz silkerdi.
Ne
zaman annem aklıma düşse, o vagondan evi hatırlıyorum. Sisler arasında beliren
bir masal gemisi gibi. Hafızamda bir takım resimler, olaylar, insan yüzleri
var. Bölük pörçük cümleler, gülüşmeler, hıçkırıklar.
Bunları
babama soruyorum.
Hiç
yüksünmeden, sanki yazdığı bir romandan pasajlar okuyormuş gibi, bütün
teferruatı ile anlatıyor. Ve ben yeniden beş altı yaşların pembe- beyaz
dünyasına gömülüyorum.
Mustafa
Kutlu (Uzun Hikaye; Dergah Yayınları Ekim 2011)
Aşağıdaki soruları
metne göre cevaplayınız :
1. Kahramanımız neden saçlarını
“kirpi” ye benzetiyor ?
………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..
2. Anne “benim oğlum okuyacak, yüksek
memur olacak” diyerek oğlunun hangi meslekleri seçmesini istemi olabilir ?
………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..
3. “Teferruatı ile anlatmak” deyiminin
anlamını açıklayınız.…………………………………………
………………………………………………………
………………………………………………………
………………………………………………………
indir |
………………………………………………………
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder