25 Kasım 2011 Cuma

Hikayeler - Üç Mavi Kelebek


ÜÇ MAVİ KELEBEK

•Bir ilkbahar sabahıydı, Güneş pırıl pırıl altın ışıkları yer yüzüne yolluyordu. Bu ışıkları gören kozalardan, o sabah üç mavi kelebek çıktı.
                    .
•Birinci çıkan kelebeğin adı Yağmur’du. Çok büyük kanatlarını zarif bir edayla açtı ve ince deniz mavisi kanatlarını görenler adeta büyülendi.

•Kozasını zorlaya ikinci kelebeğin adı ise Yaprak’tı. O da tıpkı Yağmur kelebeğin yaptığı gibi zarif bir edayla kanatlarını açtı ve kendisine çok benzeyen Yağmur kelebeğe tebessüm etti.

•Üçüncü kelebek diğer kelebeklere yetişmek için daha bir aceleci davrandı. O da diğer kelebekler gibi kanatlarını bir edayla pır pır ettirdi. Üçüncü kelebeğin adı ise Gülşen’di.

•Üç kelebekde kanatlı olarak uçmanın nasıl bir duygu olduğunu bilmek istiyordu... üçü birden kendilerini bir bahçenin çiçekleri arasında bulmuşlardı. Üç mavi kelebek, keşif uçusuna çıkıp bahçeyi dolaşmaya başladılar.

•Sonra dinlenmek için Yağmur kelebek sarı bir güle, Yaprak kelebek kırmızı bir güle, Gülşen kelebek ise gelinler kadar güzel papatyalara kondular.


•İşte , yaşamak bu...” dedi Yaprak kelebek.
Sonra tüm çiçeklerin renklerini daha yakından görmek için tüm çiçeklere tek tek kondular.
•“İşte;”dedi Yağmur kelebek, “Tüm sarı çiçeklerin en güzel sarısı bu sarı gonca olmalı. Nasıl hoş, hiç durmadan uçmak, uçmak istiyorum...” dedi.

•Bu üç mavi kelebek de sadece 1 günlük ömürlerini mutlu yaşamak peşindeydiler. Üç mavi kelebek kah ayrı ayrı çiçeklere konuyor, kanatlarını açıp kapıyorlardı, kah üçü birden aynı çiçeğe konup ince tül gibi kanatlarını açıp kapıyorlardı. Kimi zamansa üçü birden aynı yöne uçuyor mavi kanıtlarının tüm güzelliğini sergiliyorlardı.

•Yağmur ve Yaprak kelebek daha çok kanıtlarının güzelliklerini sergilemek peşindeyken, Gülşen kelebek ise dolaştığı bahçenin her yerini merak edip, incelemek istiyordu. Onun bu merakı, bahçenin çalılık tarafına kadar getirmişti. Çalılıkları daha yakından görmek için alçaktan uçunca, kanadı dikenli dallardan birine takılı verdi.


•Gülşen kelebek ince mavi kanatlarını dikenli çalıya takmaktan çok korkmuştu. Telaş içinde “İmdat, kurtarın!..” diye bağırmaya başladı. Onun bu sesini Yağmur kelebek duydu. Hemen Gülşen kelebeğin yanına uçtu. Ne kadar uğraştıysa da Gülşen kelebeğin kanadını dikenden kurtaramadı.

•“Seni tek başına kurtarmam mümkün olmayacak, sen telaş etme seni kurtaracağız. Yaprak kelebeği alıp geleceğim. Sen örümceklere ve karıncalara dikkat et, kanatlarınıda sakın çırpma:” dedi ve Yağmur kelebek kanatlarını hızlı hızlı çırpıp Yaprak kelebeği bir çırpıda alıp geldi yanına.


•Şu an tek ihtiyaçları olan üçüncü bir kelebeğin yardımıydı. Her iki kelebekte Gülşen kelebeğin kurtarılması için gayret ediyorlardı, fakat bir türlü olmuyordu. Onlara yaklaşan örümcekte onların daha da telaşlanmalarına neden oluyordu.

•O da ne?! Bir grup sarı kelebek kendilerine doğru yaklaşmıyorlar mı?! Üç mavi kelebek, sarı kelebek arkadaşlarını gördüklerine çok mutlu oldular.

•Sarı ve mavi kelebekler sevinç çığlıkları atarak, kendilerine yaklaşmakta olan iştahı bir hayli kabarmış örümcekten uçarak hızla uzaklaştılar.



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder