HALİL'İN YENİ AYAKKABILARI
Halil'in babası bankada çalışıyordu, annesi ev kadını idi.Küçük iki kardeşi ve anneannesi ile kışın şehirde, yazın dededen kalma bahçeli küçük bir yalıda yaşıyorlardı.Paraları azdı, ama çok mutlu bir aile idiler.
Halil, futbolu çok severdi. Okul takımında oynardı. Akşam okuldan gelince derslerini çalışmaya başlamadan mahalle arkadaşlarıyla maç yaparlardı.
Eve ter içinde gelir, annesinin hazırladığı akşam kahvaltısını yer, sonra ödevlerini hazırlamaya başlardı.Halil hem çalışkan, hem akıllı idi; fakat ayakkabılarını çok çabuk eskitiyordu.
Babası "Oğlum, ayakkabılarını alalı daha iki hafta olmadı; ne çabuk eskitiyorsun," derdi.
Bir cumartesi günü Halil, annesi ve babası çarşıya ayakkabı almaya çıktılar. Halil'in istediği top ayakkabısını almayıp ona deriden sağlam bir ayakkabı aldılar. Eskileri paket ettirdiler, yeni pabuçlarla dükkândan çıktılar. Halil hoplaya zıplaya önden gidiyordu.
Babası arkasından seslendi "Oğlum, ayakkabılarının burnunu taşlara vuruyorsun; daha yeni aldık, hemen eskiteceksin," dedi. Halil yavaş yavaş ve dikkatle yürümeğe başladı.
Biraz sonra annesi "Aman Halil dikkat et, çamura basacaksın, ayağında hiç yeni birşey görmeyelim," dedi. Halil düşünerek yürümeğe devam etti.
Biraz sonra yine babası "Hanım bu çocuk önce topuklarına basarak yürüyor; iki günde bu ayakkabılar topuklarından eskir, görürsün," dedi.
Bu arada kalabalık caddede karşıya geçmek için trafik ışıklarında durmuşlardı ki
Babası "Bu ayakkabılarla top oynamak yok ha! Temiz pak giyeceksin," diye bağırınca Halil'in bardağı taştı. Herkesin hayret dolu bakışları arasında yeni ayakkabılarını çıkardı. Birini annesinin, diğerini babasının eline tutuşturdu.
O sırada yeşil ışık yanmıştı. Yalın ayak karşıya geçip evin yolunu tuttu.Anne-baba yaptıkları hatayı anlamışlardı. Evde Halil'den özür dilediler.
Halil odasına çekilince kendi kendine söz verdi. Bundan sonra hatasını fark ettiğinde artık o da özür dileyecekti.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder